Meme Küçültme

Meme küçültme ameliyatı, fazla meme dokusu ve derinin çıkarılmasıyla göğüslerin daha küçük, dik ve vücutla uyumlu bir şekle getirilmesini sağlayan cerrahi bir işlemdir. Aşırı büyük memeler yalnızca estetik açıdan değil, aynı zamanda sağlık açısından da sorunlara yol açmaktadır. Özellikle boyun, sırt ve bel ağrıları, omuzlarda sütyen askısının yaptığı baskı izleri, ciltte pişik ve mantar oluşumu sık görülen şikâyetlerdendir. Meme küçültme operasyonunda temel amaç hastanın sağlık sorunlarını gidermekle birlikte doğal ve orantılı bir estetik görünüm elde etmektir.

Kimlere uygulanır?

  • Günlük yaşamını meme büyüklüğü nedeniyle zorlaştıran kişilere,
  • Spor yaparken ve hareket ederken kısıtlılık yaşayanlara,
  • Kronik sırt, boyun ve omuz ağrısı çekenlere,
  • Psikolojik olarak olumsuz etkilenenlere,
  • Belirgin meme asimetrisi (iki meme arasında büyüklük farkı) yaşayanlara uygulanabilir.

Meme küçültme ameliyatı için genellikle meme gelişiminin tamamlanması beklense de sağlık açısından ciddi sorunlar yaşayan genç hastalar da hekimin önerileri doğrultusunda erken yaşlarda opere edilebilir.

Emzirme üzerine etkisi

Meme küçültme ameliyatında kullanılan tekniğe bağlı olarak süt kanallarının bir kısmı etkilenebilir. Bu nedenle emzirme fonksiyonunda azalma ihtimali vardır. Ancak meme küçültme operasyonu esnasında meme dokusunun ve süt bezlerinin tamamının alınması gibi bir cerrahi söz konusu olmadığından dolayı emzirme fonksiyonunun tamamen kaybı beklenmemektedir.

Meme küçültme sonrası iyileşme süreci

Meme küçültme ameliyatı sonrasında hastalar genellikle birkaç gün içinde günlük hayatlarına dönebilir, ancak ilk haftalarda şişlik, ödem ve hafif ağrı yaşanması normaldir. Destekleyici sütyen kullanımı, memelerin şekillenmesine ve iyileşmenin hızlanmasına yardımcı olur. İlk birkaç hafta ağır kaldırma ve yoğun egzersizlerden kaçınmak yara iyileşmesini olumsuz etkilememek adına önemlidir. Meme küçültme operasyonunda uygulanan dikişler kendiliğinden eriyebilir ya da doktor kontrolünde alınabilir.

Meme küçültme ameliyatı, cerrahi bir işlem olduğu için mutlaka iz bırakır; ancak bu izlerin görünümü zamanla büyük oranda azalır. Kullanılan cerrahi teknik, hastanın cilt yapısı ve iyileşme sürecindeki özen, izlerin ne kadar belirgin olacağını etkiler. Ameliyat sonrası ilk aylarda pembe veya kırmızı renkte görülen izler, zamanla silikleşerek cilt rengine yaklaşır. Düzenli krem, silikon jel ve doktorun önerdiği bakım yöntemleri bu süreci hızlandırır.

İzlerin konumu genellikle meme başı çevresinde ve memenin alt kısmında olur. Giysiler veya sütyenle kolayca gizlenebildiği için sosyal hayatta rahatsız edici bir sorun oluşturmaz. Güneşten korunmak da izlerin daha estetik şekilde iyileşmesi için oldukça önemlidir. Doğru teknik, dikkatli bakım ve sabırla, meme küçültme sonrası izler zamanla belirginliğini kaybeder ve çoğu hastada fark edilmesi güç hale gelir.

Meme küçültme ile meme dikleştirme arasındaki farklar nelerdir?

Meme küçültme ve meme dikleştirme ameliyatları birbirine benzer tekniklerle yapılsa da aslında amaçları farklıdır. Meme küçültme, memelerin normalden daha büyük ve ağır olduğu durumlarda tercih edilir. Bu ameliyat sırasında fazla meme dokusu ve deri çıkarılarak hem hacim azaltılır hem de memeler daha dik ve estetik bir şekle kavuşur. Yani küçültme işlemi, aynı zamanda dikleştirme etkisi de sağlar.

Meme dikleştirme ise memelerin hacmi normal veya küçük olmasına rağmen sarkma problemi yaşayan kişiler için uygulanır. Bu ameliyatta meme dokusu ya hiç yada minimum oranda çıkarılarak fazla deri alınır ve meme başı daha yukarı konumlandırılarak genç ve dik bir görünüm elde edilir. Hacim kaybı belirgin olan hastalarda sadece dikleştirme yeterli olmayıp silikon protez de eklenebilir. Özetle, meme küçültme hem küçültme hem şekillendirme amacı taşırken; meme dikleştirme yalnızca şekillendirme ve dikleştirmeye yöneliktir.